HacUmreHaber.com
Türkiye'nin İlk Hac ve Umre Haber Portalı

Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı İslam evrenseldir.

Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı
0

İslam Evrenseldir Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı Mescidi Nebevide namaz…

İslam evrenseldir

İslamiyetin, inanç, ibadet, ukubet/cezalar, ahlak; diğer bir ifadeyle “iman, hayat, şeriat” veya bir başka tasnife göre, “Tevhit/Allah’ın varlığı birliği, nübüvvet/peygamberlik, haşir/öldükten sonra dirilme, adalet ve ibadet”Bkz.1 meseleleri; ferdî ve sosyal hayatı tanzim etmeye, korumaya yönelik hükümleri cihanşümuldür. Bunlar temel ve esastırlar. Her devre, her mekana, her millete, her mesleğe, her meşrebe, her fıtrata hitap ederler. Her Müslümanın, İslamın temel kaide, prensip ve şartlarını, Kur’an ve Sünnet’in tarif ettiği şekliyle kabul etmesi ve uygulamaya çalışması imanın ve Müslümanlığın bir gereğidir.
O takdirde buna bir isim verilecekse adı, “Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı” olmalıdır. Çünkü, “Türk’e göre iman, Araba göre ibadet, İngiliz’e göre ahlak” diye bir tanımlama düşünülemez. Zîra, Hz. Muhammed’in (asm) ahlakı Kur’an, Müslüman’ın ahlakı da ahlak-ı Ahmediye’dir (asm). Herkes Peygamber Efendimizin (asm) boyandığı Kur’an ahlakı ile sıbgalanmalıdır. Ölçü ve mihenk odur.
Ancak, “Türk İslamlığı, Müslümanlığından kasıt, İslam’ın teferruat kısmını, her millet ve her cemiyetin, kendi şartlarına, imkânlarına, iklimine göre yaşaması ise, bu da örf ve gelenekleri yansıtır. İslam, Kur’an ve Sünnete uygun olan örf ve geleneği kabul eder. Dolayısıyla, Türkler de, Araplar da, Hintliler de, Almanlar da, İngilizler de, Afrikalılar da, Asyalılar da kendilerini Kur’an’a, İslam’a göre ayarlarlar, ayarlamalıdırlar. Bu ise, esasa değil, teferruata bakar. Ki tayin edici “teferruat” değil, “esas”tır. O da mezhep tarzında ortaya çıkmıştır. Çünkü mezhep; imkânlara, şartlara, iklime, coğrafyaya, bölgeye ve fıtratlara göre Kur‘an ve Sünnetle hayatı tanzim eder.

Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı
Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı Mescidi Nebevi de namaz 2021

Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı

Araplık, Türklük, Avrupalılık, Çinlilik İslam’ın esasına fazladan bir şey katamaz. Her millet, millî karakterine, hatta coğrafî karakterine göre pratiğe dökmeye çalışır. Bu da, sosyolojik bir vakıadır.
İslam, örfü bütünüyle reddetmez; doğru ve güzel olanı kabul eder. Kur’an ve Sünnet’e uyan, kendisine ters düşmeyen örfü benimser. Zaten hangi kültürden ve hangi iklimden çıkmış olursa olsun, bütün güzellikler İslam’ın malıdır. Çünkü İslam, Hz. Âdem ile başlamış, nuranî ve kutsi peygamberler zinciri ile devam etmiş, Hz. Muhammed (asm) ile kemale ermiş, feyz ve bereketini sürdürerek gelmektedir.
İyi ve güzel şeyler Allah’ın emrettiği ve yapılmasını istediği hususlardır. Bunlar da, peygamberler vasıtasıyla insanlığa intikal ettirilmiştir. Zira “Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.”Bkz.2 gibi on bir ayette her millete, her kavme, peygamber gönderildiği vurgulanmaktadır.
Dolayısı ile, hukukun, hak ve hürriyetlerin kaynağı din olduğu gibi, sanatın, mimarinin, güzelliğin kaynağı da dindir. Her bir sanatın pirinin bir peygamber olması bunun en bariz ispatıdır. Ki, doğruluğun, iyiliğin, güzelliğin, insan haklarının, hatta teknik ve teknolojinin kaynağı dindir denilebilir. Teknoloji de peygamberlerin ahlakı ve mucizeler eliyle insanlığa getirilmişlerdir. Bkz.3
Bu güzellikler, asırlar boyunca, akıldan akla, beyinden beyine, örften örfe, kültürden kültüre nüfuz ederek hükümlerini icra etmişlerdir. Ancak, kimi zaman “dinden” değil, sanki o milletin “kültüründen” kaynaklanmış gibi görünmektedirler.
Gerek Araplık, gerek Türklük, kültür ve örf açısından güzel şeyler barındırıyorsa, bu İslamın güzelliklerindendir. Çünkü insan dine bir şey katmaz; din insanlığa ufuklar açar. İnsan ancak, onu yorumlayabilir.
İşte içtihad ve mezhepler bu sosyal realiteden doğmuştur. Yani, dinin teferruat kısmı, coğrafî bölge, iklim, hayat şartları ve imkanlara göre dinin yaşanmasındadır. Ki, tecdidin, içtihadın kaynağı da Kur’an ve Sünnettir. Onlar yeni bir hüküm koymazlar, değişik şart, karakter ve yapılara göre Kur’an ve Sünnet ’ten hüküm çıkarırlar.
Evet, mezhepler, bu cihanşumüllüğün bir tezahürüdür. Yani, Kur’an hükümleri umumî olduğundan, her bölge, her iklim, her meslek, her meşrep, şartlara göre ondan cevap almaktadır. Bu da, “millî din” demek değildir.

Dipnotlar:

1- İşaratü’l-İ’caz, s. 17; 2- Yûnus Sûresi: 47; 3- İşaratü’l-İ’caz, s. 256

Selametle

Mekke, Suudi Arabistan

Haziran 2021 Ahmet Talha

Kuranı Kerim ne zaman yazılı kitap haline geldi

Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı İslam konulu makalemizi yada haberimizi okuduğunuza seviniyoruz. Konu ile ilgili daha ayrıntılı bir araştırma için sitemizde arama yapabilirsiniz. Yeni içeriklerimiz için sitemizi sık sık ziyaret ediniz. Kur’an ve Sünnet Müslümanlığı İslam yorumları okumak için sayfanın en altına gidebilirsiniz. Yazımız ile ilgili değerli eleştiri veya destek yorumlarınızı yorum bölümümüze lütfen yazınız.

  Sponsor Reklamlar Önem Arzetmektedir
yorum Yap
PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com